Yarın olmayan iş için 100 km yol tepip ofise gideceğim. Allah bu patronlara akıl fikir versin ne diyeyim. Neyse, şikayet yok; her şey yolunda.
Bugün bakıcı ile ilk günümüzdü. Çok şükür her şey yolundaydı. Kuzum sabah bakıcıyı yanımda görünce biraz mızıklayacak gibi oldu ama kahvaltısını benim hazırladığımı görünce bir de tablette ona bir mesaj bıraktığımı duyunca üzüntüsü geçti. Benden sonra da gayet güzel geçmiş, kahvaltısını yapmış, sütünü içmiş ve servise yetişmiş. Akşam ben aldım okuldan; saat 6'yı geçiyordu ama çok eğlenmişti neyse ki. Kendi sınıfından 3 kişi daha varmış, aralarında küçük yaşların da bulunduğu başka sınıflarla birlikte vakit geçirmişler. Gittiğimde çok keyifliydi. Evde de devam etti keyfi. Yemeğini de çabucak yedi; maşşallah maşşallah (burada tahtalara vurup bir elimizle kulak mememizi çekiştirirken aynı anda dilimizi hafifçe ısırıyoruz). Yemekten sonra sabahtan ip uçlarını tabletteki videoda anlattığım balonlara yüz yapmaca oynadık. Onu da keyifle tamamlayıp neşe ve huzurla uyudu kuzucum. Uyumadan önce "beni servise senin bırakmanı seviyorum" diye azıcık mızırdansa da işlerimin bu ara yoğun olması nedeniyle erken çıkmak zorunda olduğumu; işler azaldığında tabi ki benimle servise gideceğini ve benim de onu servise bırakmaktan çok hoşlandığımı söyledim. Bir de okuldan eve geldiğimizde "ay aman ne çok yoruldum, iştekiler de kaç gündür doğru dürüst iş yapmamışlar, bütün işler bana kalmış, ama ben hepsini başarıyla hallettim; kalanları da en kısa sürede halledicem, patron çok memnun oldu, diğerlerine kızdı, bana aferin dedi" gibi bir konuşmayı son derece eğlenceli bir dille, kıkırdamalar eşliğinde anlatmam da sanırım duruma adapte olmasını kolaylaştırdı.
Şimdi gidip ona yarının sürprizlerini hazıırlayıp duşa girip kitabıma gömülmek istiyorum. Ya bir de bugün kitabımı evde unutmuşum; metro ile yaptığım yaklaşık 1 saatlik yolculuk kitapsız geçti iyi mi? Neyse, en büyük derdimiz bu olsun; yarın da metro yolları beni bekliyor nasıl olsa...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder