26 Ocak 2016 Salı

Yine Trafik

An itibariyle eve gireli sadece 20 dakika oldu. Ankara'yı bırakıp kaçmamın en büyük sebebi trafik işteki 2. günümde İzmir'de de beni buldu. Üstelik sabah evden çıkarken de büyük yaygara kopardı kuzulum. Muhtemelen dünkü erken çıkışı bir seferlik sanan kuzu, durumun ciddiyetinin farkına vardı ve tüm silahlarını kullandı. Evden çıktıktan 1 saat sonra aradığımda hala ağlıyordu. Servisi kaçırıp babam yarafından taksiyle bırakıldı okula. Öğretmenini arayıp destek rica ettim, elinden geleni yapacağını söyledi. Akşam servisle geldikten sonra telefonda konuşurken biraz mızmızdı; kapıyı çaldığımda "annem geldi" diye sevinçle bağırarak açtı; bozulan kapı koluna abartılı bir sevinçle güldü. Karşı komşunun misafir gelen torunuyla tanışmıştı dün ve bugün için bize çağırmaya karar vermiştik. Bugün geç olduğundan yarın için davet etmek amacıyla kapılarını çaldık ve daha biz bir şey demeden onlar "gel oynayın birlikte" diyince bizimki ardına bakmadan girdi resmen. Böylece ben de benim düşündüğüm kadar çok özlemediğini düşündüm beni. Bir tarafım buna sevinirken bir tarafım da "çocuk işte; şimdi unutmuş görünüyor ama o üzüntü kim bilir Nasıl yer etti içinde" diyor.
İşte de buzzzz gibi bir gündü. Soğukta iki büklüm oturmaktan omuzlarım tutuldu. O berbat trafikte isyan ettim kaderime ama bir taraftan da "senin sınavın da bu olsun; hepsi kızını iyi bir okula gönderebilmek için" diye telkin ettim kendimi.
Bugün de böyle bir gündü işte...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder